2 Haziran 2012 Cumartesi

EVRİM TEORİSİ ÖLDÜ... DARWINİSTLERİN FERYATLARI DİNMEK BİLMİYOR....


Darwinistlerin yanılgılarına göre doğada canlıların oluşumu için sözde tek bir alternatif vardır: Canlılar milyonlarca yıl önce, kör tesadüflerin eseri olarak kendi kendine beliren ilk hücreden türemiş ve zamanla türler, yine tesadüflerin etkisiyle, başka türlere dönüşmüştür. Diğer bir deyişle Darwinizm'in canlılığın oluşumu için ihtiyaç duyduğu şey; tesadüfler, doğa olayları ve zamandır. Darwinistlere göre yaşam; bu üç "sahte ilah"ın biraraya gelmesiyle meydana gelmiştir, dolayısıyla canlı varlıkların oluşumunda akıl, şuur, bilinç gibi kavramlar söz konusu değildir. (Allah'ı tenzih ederiz.)
Buna bağlı olarak, şuursuz gelişen milyonlarca yıllık bu hayali sürecin fosil kayıtlarında izleri olmalıdır. Eğer canlılar başka canlılardan türüyorlarsa, bu türeyişin ara izlerinin fosillerde kalmış olması gerekmektedir. Canlılar eğer son gelişmiş hallerine çeşitli aşamalar sonrasında geliyorlarsa, bu durumda balıktan sürüngene dönüşen, sürüngenden memeliye dönüşen, memeliden havada uçmaya başlayan sözde ara canlıların fosillerinin, hayali evrimini tamamlamış canlılardan çok daha fazla olması gerekmektedir. Milyarlarca fosil bulunmalı ve hayali evrimin bütün izleri bu fosil kayıtlarından anlaşılmalıdır. Evrim teorisinin en önemli delillerinden biri fosil kayıtları olmalıdır.
Darwin de bu durumun farkındadır:
Eğer teorim doğruysa, türleri birbirine bağlayan sayısız ara geçiş çeşitleri mutlaka yaşamış olmalıdır... Bunların yaşamış olduklarının kanıtları da sadece fosil kalıntıları arasında bulunabilir.
Yaşayan veya soyu tükenmiş tüm türler arasındaki ara ve geçiş bağlantılarının sayısı inanılmaz derecede büyük olmalıdır.
Fakat fosil kayıtlarının ortaya koyduğu gerçek farklıdır.
Bugüne kadar on binlerce farklı canlı türüne ait milyonlarca fosil elde edilmiştir. Bunların tümü tam, eksiksiz, mükemmel görünüm ve komplekslikte canlılardır. Darwin'in beklediği, tüm Darwinistlerin bulunmasını istediği ara fosiller ise yoktur. Yeryüzünün hiçbir yerinde tek bir ara form bulunmamıştır. On milyonlarca yıllık canlılar, bugünkü görünümlerindedirler. Günümüzde yaşamakta olan karınca, sinek, balık, ayı, örümcek, kaplan, aslan bugün nasılsa, bundan milyonlarca yıl önce yaşamış örnekleri de aynıdır. Milyonlarca yıllık canlılar bugünkü kompleksliktedirler. Hiçbir değişikliğe uğramamışlardır. Daha açık bir deyişle evrimleşmemişlerdir.
Bu durum yeryüzündeki bütün canlılar için geçerlidir. Balıklar da değişmeden kalmışlardır, kuşlar da. Sürüngenler de değişmeden kalmışlardır, kabuklu canlılar da. Canlıların değişmediğini ortaya koyan sayısız fosil örneği vardır. Ciltler boyunca Yaratılış Atlası kitaplarında sergilenen ve halen sergilenmekte olan gerçek budur. Bu çalışmalarda canlıların hep aynı kaldıklarını gösteren fosillerin sadece bir kısmı gündeme getirilmektedir. Bugüne kadar elde edilen tüm fosil kayıtları, yani milyonlarca fosil, istinasız olarak evrim olmadığının kanıtını sunmaktadır.
125 milyon yaşındaki örümcek fosili ve günümüzde yaşayan canlı örneği
Deniz yıldızlarının sözde atası olacak herhangi bir canlıya ait herhangi bir iz bulunamamıştır. Deniz yıldızlarının başka canlılara dönüştüğü de görülmemiştir. Yüz milyonlarca yıldır varlıklarını devam ettiren deniz yıldızları, eğer Darwinistlerin iddiaları doğru olsaydı, çoktan başka deniz canlılarına dönüşmüş olmalı, hatta kara canlısı haline gelmeliydiler. Ancak böyle bir dönüşüm hiç yaşanmamıştır. 430 milyon yıl yaşındaki bu deniz yıldızı fosili, canlılığın kökenine dair tüm evrim iddialarını yerle bir etmiştir.

Bu sitede sunulan fosiller ise, Darwinistlerin en büyük iddialarından birini yerle bir etmektedir: Memelilerin evrimi senaryosunu. Bulunan milyonlarca yıllık fosiller, bugünkü memelilerin milyonlarca yıl önce de yaşadıklarını göstermektedir. Bu gerçek aslında Darwinizm'e ciddi bir darbe vurmuş durumdadır. Çünkü kuşların, sürüngenlerin, balıkların ve nihayet memelilerin hiçbir evrim geçirmediğinin anlaşılması, insanın hayali evriminin de bir safsatadan ibaret olduğunu kanıtlamaktadır. Darwinistlerin tek bir delil bile getiremediği insanın evrimi senaryosu, bulunan sayısız yaşayan fosil karşısında tam anlamıyla yerle bir olmuş durumdadır.

Fosillerin oluştuğu ortamlardan biri de amberlerdir. Amber içindeki fosiller, ağaçlardan salgılanan reçinenin canlının üzerinde donması ve canlının o anki haliyle muhafaza edilmesiyle meydana gelir. 25 milyon yaşındaki bu kanatlı karıncalar, evrim teorisinin geçersiz olduğunu gösteren örneklerdendir.

Bu kitapta yer alan fosiller, bulunan sayısız günümüz memeli kafatasının yalnızca bir kısmıdır. Bunları gören sağduyulu her kişi, fosillerin tamamının memelilerin yaratıldıkları halleriyle değişmeden kalmış olduklarını gösterdiğini kabul edecektir. Bu deliller karşısında, insanın sözde şempanzeden türeyen bir tür hayvan olduğunu iddia eden Darwinizm'in nasıl bir aldatmaca olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Canlıların hiçbirinin tarihinde evrim olmadığı gibi, insanın tarihinde de böyle bir dönüşüm yoktur. Bu aldatmacayı ayakta tutabilmek için yapılan her türlü sahtekarlık sonuçsuzdur. Tüm varlıkların Yaratıcı'sı, tek Hakim'i olan Yüce Rabbimiz Allah'ın üstün ve kusursuz yaratması gözler önündedir. Yoktan var eden Rabbimiz sanatını tüm yeryüzünde sergilemiştir. İnsan, bahçesindeki çiçeğe, tek bir kuş kanadına, yeryüzündeki sayısız canlıya ve sahip olduğu tek bir hücreye baksa bu gerçeği hemen fark edecektir. Fosil kayıtları, bu muhteşem yaratılışın reddedilmesi mümkün olmayan delillerini ortaya koymuştur. Artık bu gerçeğe itiraz mümkün değildir.


150 yıldır yapılan kazı çalışmaları, her defasında evrime darbe vuran deliller ortaya koymuştur. Bunlardan biri de, yengeçlerin hep yengeç olarak var olduklarını gösteren, bu 50 milyon yaşındaki Monte Baldo, İtalya’da çıkarılan yengeç fosilidir.

Darwinistlerin çırpınışları boşunadır. Evrim teorisinin ölümünü artık ister istemez kabul etmiş durumdadırlar. Darwinizm'i ayakta tutmak için gösterilen çabalar aciz ve güçsüz çabalardır. Bunlara artık kimse itibar etmemektedir. En akıllıca tutum kuşkusuz gerçekleri görmüşken hatadan dönmek, bir hayalin peşinde daha fazla koşmamak, imtihan için gelinen bu dünyayı boş bir amaç uğruna harcamamaktır.




Evrimcilerin sözde ilkel bir ortam olduğunu iddia ettikleri dönemlerde de, bugünkü görünümleriyle ve fiziksel yapılarıyla aynı olan kompleks canlılar yaşamaktaydı. Yeryüzü on milyonlarca yıl önce de son derece estetik, simetrik ve günümüzdeki tüm özelliklerine sahip canlılarla doluydu.
57 milyon yıl önce yaşamış olan bu canlı, günümüz vaşaklarından farksızdır. Fosili bulunan yüz binlerce günümüz canlısı gibi, o da hiçbir değişim geçirmemiştir
MAYMUN KAFATASI
Yaş: 32 milyon yıllık
Dönem: Oligosen
Bölge: Qing Dao, Çin
Darwinistlerin, sözde insanın evrimi için sayısız senaryoları vardır. Hiçbir bilimsel delile dayanmayan bu senaryolar, insanların kendilerini maymundan gelen tesadüfi varlıklar olarak görmeleri için kurgulanmış spekülasyonlardır. Darwinistlerin insanın hayali evriminde ara fosil olduğunu iddia ettikleri tüm fosillerin ya maymun türlerine ya da insan ırklarına ait oldukları ortaya çıkmıştır. Maymunların hep maymun olarak var olduğu, bir başka canlıya dönüşmedikleri bilimsel gerçektir. Bunu belgeleyen delillerden biri de resimde görülen 32 milyon yıllık maymun kafatasıdır. Fosil örneği, günümüz maymunlarıyla aynıdır. İnsana doğru değişme gösteren hiçbir iz bulunmamaktadır.
KURT KAFATASI
Yaş: 4,9 milyon yıllık
Dönem: Pliosen
Bölge: Gan Su, Çin
Ön yargılardan uzak, samimi ve hür düşünen hiç kimse, şuursuz atomların tesadüfler sonucunda biraraya gelip, kendi kendilerine organize olup, düşünen, akleden, hisseden, gören, işiten, keşiflerde bulunan, sanat eserleri yapan insanları meydana getirdiğine inanmaz. Fakat Darwin'in evrim teorisi, insanlara bu akıl dışı inancı dayatır.
Ancak, onlarca bilim dalının ortaya koyduğu sayısız bulgu, Darwinizm'in batıl inançlarının devam etmesinin mümkün olmadığını göstermiştir. Bu delillerden biri de resimde görülen 4,9 milyon yıllık kurt kafatasıdır. Diğer tüm canlıların olduğu gibi, kurtların da evrim geçirmediğinin ispatı olan bu fosil karşısında Darwinistler çaresizdir.

PANDA KAFATASI
Yaş: 40 milyon yıl
Dönem: Eosen
Bölge: Si Chuan, Çin
Pandaların 90 milyon yıl öncesine ait kalıntıları da, 73 milyon yıllık kalıntıları da ve resimde görülen 40 milyon yıllık kalıntısı da günümüz pandalarıyla aynıdır. Pandalara ait hangi fosil kalıntısına baksak, günümüz pandalarından hiçbir farkı olmadığını görürüz. Fosil kayıtlarında, pandaların hayali atalarına dair hiçbir iz yoktur. Darwinistlerin, pandaların ve diğer canlıların sözde evrimine dair tüm spekülasyonları anlamsızdır. Bilimsel deliller, hikaye ve varsayımlarla örtülemeyecek durumdadır. Evrim teorisi, 20. yüzyılın büyük bir aldatmacası olarak rafa kaldırılmaya mahkumdur.

AT KAFATASI
Yaş: 4,3 milyon yıllık
Dönem: Pliosen
Bölge: Ji Lin, Çin
Darwinizm tarihi, evrimi geçersiz kılan fosillerin saklandığı, yıllar boyunca müze depolarında insanlardan gizlendiği örneklerle doludur. Kambriyen fosillerinin keşfedilmiş ilk örneklerinin resimleri, evrimi temelinden çökerten önemli birer buluş olduğu için 70 yıl boyunca Smithsonian müzesinin deposunda gizlenmişti. Böyle bir tarihe sahip olan evrim teorisi, elbette sonraki dönemlerde ele geçecek sayısız yaşayan fosil örneğini de aynı sebeple gizleme çabasına girişecekti. Ama durum Darwinistler için beklenenden daha farklı oldu.
Darwinistler, yaşayan fosil örneklerinin bu kadar fazla olacağını beklememişlerdi. Şu anda yapılan kazılardan ele geçirilen fosil örnekleri oldukça fazla sayıdadır. Bunlara bir örnek de 4,3 milyon yıl öncesine ait at kafatasıdır. Canlının, günümüz atlarından hiçbir farkı yoktur.

zebra KAFATASI
Yaş: 3,4 milyon yıllık
Dönem: Pliosen
Bölge: Quing Hai, Çin
Tıpkı diğer canlılar gibi bir zebrayı da muhteşem donanımlarla yaratan Allah'tır. Üzerinde belirleyici ve son derece estetik çizgiler var eden, onun için bir yaşam belirleyen, onu diğer canlılardan farklı kılan Allah'tır. İşte Darwinistlerin kavrayamadığı, görmekte zorlandıkları, hatta pek çoğunun görmeyi reddettiği gerçek budur. Fosil bilimi de, sayısız örnekle, bu gerçeği gözler önüne sermektedir. Resimdeki 3,4 milyon yıllık zebra kafatası fosili de, evrimin geçersizliğini, Yaratılış'ın gerçek olduğunu söylemektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder